Genel Sağlık-İş Sendikası Lideri Derya Uğur, sağlıkçıların yurtdışına göçünün artmasının nedenlerini Cumhuriyet’e anlattı. Düşük fiyatlar, şiddet ve mobbing nedeniyle yurtdışına giden sıhhat çalışanlarının sayısının artacağına işaret eden Uğur, sorularımıza şu cevapları verdi:
- Sağlık işçilerinin fiyatlarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Sağlık çalışanları emeğinin karşılığını tam olarak almayı beklerken yüzde 17.55 ve 8 bin 77 TL seyyanen artırıma layık görüldüler. Yoksulluk sonunun üzerinde bir maaş istiyoruz. Konfederasyonumuz Birleşik Kamu-İş’in araştırmasına nazaran; yoksulluk sonu 32 bin lirayı açlık sonu ise 12 binleri geçmiş durumda.
- Kiraların yüksek olduğu büyükşehirlerde durum nasıl?
Büyükşehirlerde çalışan arkadaşlarımızın konut kiraları en az 10 bin TL’den başlıyor. Kamuda vazife yapabilmek için büyükşehirlere gitmek durumunda olan arkadaşlarımız misyon müddeti bittiği anda tayin istiyor. İleride büyükşehirlerde yurttaşlar; doktor, hemşire, sıhhat çalışanı bulamayacak. Sıhhat hizmetleri aksayacak. Pek çok sıhhat kurumunda sıhhat çalışanları işçi eksikliği yüzünden çok uzun saatlerle çalışmak durumunda kalıyor.
‘7 YIL KAYIP’
- Sözleşmeli çalışanların takıma geçişindeki sıkıntılar neler?
Sözleşmeli modellere son verilsin. 4B’li çalışan arkadaşlarımız takıma alındı. En kıymetli problemlerinden biri bu arkadaşlarımızın 9/1 olarak memuriyete başlaması gerekirken 12/1’den başlatıldıkları bilgisi geliyor. Yani arkadaşların 7 yıl üzere bir kaybı oluyor.
- Sağlıkçıların yurtdışına göçündeki artışta son aylarda durum ne?
Hekimlerde çok fazla yurtdışına gidiş var. Sağlıkçılar insani şartlarda yaşayıp insani şartları yaratacak maaşlarla çalışmak istedikleri için gidiyor. Haziran ayında yurtdışına gitmek için âlâ hal evrakı almak için başvuran tabip sayımız 240’ı aşmış durumda. Bu yılın birinci 6 ayında da 1400 tabip arkadaşımız yurtdışı için müracaat yaptı. Türkiye’de kalanlar da kamuda çalışmak istemiyor. Çok fazla tabip açığı var. Artarak devam edecek.
Ameliyat yapabileceği gereç yok. Hastanın alabileceği ilaç yok. Sıhhat sisteminin neresinden tutarsanız elinizde kalıyor.
‘DEĞER VERMİYORLAR’
- Mobbing ve şiddetin önlenmesi için neler yapılmalı?
Liyakatsiz yöneticilerle çalışıldığı vakit mobbing ortaya çıkıyor. Sıhhatte şiddetle ilgili de önleyici yasanın yarım yamalak değil sürdürülebilir ve uygun şartlarda hayata geçirilmesi gerekiyor. Bir yurttaş çıkıp “Artık tabip öldürebiliyoruz” diyor ancak ceza almıyor. Yönetenler bize paha vermediği ve “Giderlerse gitsinler” dedikleri için işte yurttaş da bu kadar rahat şiddet uygulayabiliyor.
‘YOKSULLUK ÜSTÜNDE MAAŞ İSTİYORUZ’
Derya Uğur, sıhhat işçilerinin taleplerini şöyle sıraladı:
“Yoksulluk sonunun üstünde emekliliğe yansıyan tek kalem maaş istiyoruz. Yıpranma hissesi hakkının genişletilmesini istiyoruz. Tüm ek ödemelerin emekliliğe yansıtılmasını istiyoruz. 7 gün 24 saat hizmet veren kreş ve anaokulları istiyoruz. Sıhhat çalışanları için bakım yurtlarının olmasını istiyoruz. Vergi diliminin yüzde 15’te sabitlenmesini istiyoruz.”
