Bitmeyen trafik, iyi tasarlanamayan zaman, topallayan buluşmalar, biriken işler, ihtilaflar, somurtkanlıklar, programı bozulan konut hali ve daha çok fazla negatif vaziyet, neredeyse çoğu zaman rutinlerimizin parçalamaz bir parçası. Yevmiye işlerimizi halletmeye çalışırken zaman zaman kendimizi sanki bir keşmekeşin ortasını sezebiliyoruz. Her şey iyi giderken, ortalık süt limanken, programımız topallamazken kendimizi iyi sezmek, iç dünyamızda balansta kalmak kolay; peki ya bütün de keşmekeşin ortasındayken huzuru bulabilmek muhtemel mi? Elbette ki… Evham, fobi, hakimiyetsizlik, tasarısızlık, stres ve dahası ile beraber doğan keşmekeş, kulağa pek sempatik gelmese de keşmekeşin içinde de huzuru bulabileceğinizi öğrenmek içinizi bir nebze olsun hafifletebilir. Böyle bir zamanda gereksiniminiz olan tek şey huzuru sağlamak ihtimalsiz gibi görünse dahi sakin bir zekâya sahip olabilmektir. Nasıl mı? Gelin, keşmekeşin içinde huzuru sağlamanıza destekçi olacak ipuçlarına yakından bakalım:
Derin soluk alın
Derin soluk almak, kaotik bir vaziyette, en süratli ve pratik bir biçimde sakinleşmeye destekçi olan tesirli taşıtlardan biri. İşler hakimiyetten çıkmaya başladığında, pak havada derin bir soluk almak düşüncelerinizi toplamak, aklınızdaki kaostan temizlemek ve içinizde var olan huzuru keşfetmeniz için gereksiniminiz olan zaman ve alanı size tanıyabilir. İsterseniz sarih havada kısa bir yürüyüşe çıkarak pak havayı derinlerinize çekin; isterseniz ve dışarı çıkamıyorsanız yalnız kalabileceğiniz bir etrafta gözlerinizi kapatarak soluğunuza odaklanın. Süratli bir biçimde kendinizi kargaşadan koparmaya başladığınızı sezeceksiniz.
‘Drama’dan uzak durun
Dünya, çoğu zaman bizi değişik istikametlere sürüklemeye çalışabilir. Temenniler, terslikler, yevmiye işler, toksik ilişkiler ve dahası kendimize odaklanmamıza mani olabilir, modumuzu düşürebilir. Bu gibi negatif gidişatlarda tepkilerimizi tertip etmek, huzurumuzun kaçmasını önleyebilir. Şayet etrafınızda en küçük bir negatiflikte dahi çok büyük tepkiler veren, ortalığı ayağa kaldıran ‘drama queen’ ya da ‘drama king’ olarak deyim edilebilen şahıslar varsa fazla tepkinin huzurun en büyük düşmanlarından biri olduğunu fark etmiş olabilirsiniz. Oysa ki, tepkilerimizi nasıl tertip edebileceğimizi öğrenmek ‘drama’dan uzak durmamıza destekçi olabilir. Rastgele beklenmedik ya da negatif bir vaziyet karşısında tepki vermeden evvel en az 90 saniye bekleyerek tepkilerinizi hakimiyet altında yakalayabilirsiniz. Dikkatinizi bu dış eforlara vermek yerine, “Huzurum, benim önceliğim ve negatifliklerden sıyrılıyorum.” demeyi deneyin. İç dünyanıza odaklanın ve her zaman olarak barışçıl düşünceleri seçmeye gayret edin.
Düşüncelerinizin farkına varın
Düşünceler, sandığımızdan çok daha güçlü talimatlardır. Bize ya takviye ederler ya da hasar verirler. Keşmekeş anlarında düşüncelerinizi hakimiyet edemez ve karanlık bir girdap içinde savrulmasına izin verirseniz, bu vaziyet hem huzurunuzu kaybetmenize hem de bütüncül sıhhatinizin negatif etkilenmesine neden olabilir. Pozitif düşünceleri her etrafta aklınızda yeşertmeyi muvaffak olduğunuzda huzurun hep sizinle olduğunu fark edebilirsiniz. Negatif düşündükçe; içinizi, zekânızı kararttıkça huzurdan daha da uzaklaştığınızı fark etmişsinizdir; zira olumsuz düşünceler çok süratli bir biçimde artarlar. Onlara fırsat vermeden siz zekânızı pozitif düşüncelerle sararsanız, her şey ne kadar kaotik görünse de huzurunuza gözetebilirsiniz.
Hakimiyet edebildiklerinize odaklanın
Keşmekeşin bir hayli nedeni olabilir. Belki trafik olduğu için buluşmaya geç kaldınız; belki iş görüşmesi yapacağınız birey hasta olduğu için görüşmeye gidemediniz; belki de tatile çıktığınız hafta süresince hava soğuk ve yağmurluydu… Dikkat ettiyseniz ne trafik, ne bir başkasının hasta olması ne de hava vaziyeti sizin hakimiyetinizde değil. Bu cins nedenlerin yarattığı kargaşadan etkilenip iç huzurunuzu kaybetmek yerine, yalnızca sizin hakimiyet edebildiklerinize odaklanarak balansta kalabilirsiniz. Unutmayın; hadiseleri hakimiyet edemeseniz de hadiselere verdiğiniz tepkileri hakimiyet edebildiğinizde kendinizi daha sakin sezebilirsiniz. Ne olmuş başka bir deyişle tatilde hava yağmurluysa, ehemmiyetli olan dinlenmek değil mi? Yağmur kokusuna eşlik eden kahvenize odaklandığınızda keşmekeş sandığınız makûs hava şartları sizin huzurunuzu kaçıramaz.
Ara verin
Her şeyin üst üste geldiği, işlerin bir cinsli yetişmediği, daha yapmanız gereken bir hayli şeyin olduğunu düşündüğünüz zamanlarda kendinizi yalnızca işleri tamamlamak için keşmekeşin içinde oradan oraya çekerseniz huzuru bulmanız çok güç olabilir. Ara vermek, stresten uzaklaşarak kendinize odaklanmanın, zekânızı, ruhunuzu sakinleştirmenin ve manevi huzuru yine keşfetmenin en tesirli vasıtayı. Mola verdiğinizde stres atabilir, gevşeyebilir, kargaşadan uzaklaşabilirsiniz. Kendinizle yine iletişim kurabilir; huzuru hayatınıza çekebilir, yoga, meditasyon ya da mindfulness pratikleri ile zekânızı, bedeninize hafifletebilirsiniz. Şayet özellikle kaotik zamanlarda ara vermeyi unutuyorsanız telefonunuza andırdırıcılar kurabilir, dünyadan makbuzunuzu birkaç dakikalığına da olsa sürükleyebilirsiniz.
Emelinizi anımsayın
Aynı anda birden fazla işle uğraşmaya çalışmak, özellikle keşmekeş anlarında sizi daha da çıkmaza götürmekten başka bir işe yaramayacaktır. Onun yerine zekânızı azıcık özgür vazgeçmeyi deneyin. Tek seferde çok fazla şeyle zekânızı meşgul etmeyin. İdareyemediğiniz bir hayli şeyle karşı karşıya kalmaktan dolayı bir keşmekeşin içine olduğunuzu seziyorsanız her şeyi birkaç dakikalığına vazgeçin ve hayat emelinizi kendinize andırdırdıktan sonra yeni baştan başlayın. Keşmekeşin sizi ele geçirmesine izin vermek, emelinizden uzaklaşmanıza, huzurunuzu kaybetmenize neden olabilir. Ancak, gerçek emelinizi, her sabah sizi yataktan kalkmaya teşvik eden, yaşamınızın motivasyon kaynağını andırdığınızda her türlü keşmekeş karşısında dik bir duruş sergileyebilirsiniz.
İnancınızı kaybetmeyin
“Her şey çok hoş olacak…” Hayatınızda huzuru yaratmanın en iyi yolu, her şeyin yoluna gireceğine inanmak ve o inanca her zaman sıkı sıkı tutunmaktır. Yalnızca zamana vazgeçmeniz ve keşmekeşin sizi tamamen ele geçirmesine izin vermemeniz gerekiyor. En karanlık gecenin dahi sabahı, en güç problemlerin dahi çözümü vardır. Her şeyin yoluna gireceğine ve çok daha iyi olacağına inandığınızda gidişatlar ne kadar kaotik olursa olsun sakin kalmayı, iç huzurunuzu sezmeyi muvaffak olabilirsiniz.