Memleketler arası derneklerden kınama: ‘Barış Pehlivan’a yönelik yargı tacizinden tasa duyuyoruz!’

Basın özgürlüğü, söz özgürlüğü, insan hakları ve gazeteci örgütlerinden oluşan milletlerarası dernekler, müellifimiz Barış Pehlivan’a beşinci sefer mahpus cezası verilmesini ortak bir bildiri yayımlayarak kınadı.

Yayımlanan ortak bildiride, “(Dernekler) Barış Pehlivan’a yönelik son isimli taciz olayını şiddetle kınamakta ve Türk makamlarına basın özgürlüğüne hürmet göstermeleri tarafındaki davetlerini yinelemektedir” sözleri yer aldı.

Basın özgürlüğü ihlallerini takip eden Media Freedom Rapid Response (MFRR) kuruluşunda yayımlanan bildiriye nazaran, “Türkiye’de bir gazeteci olarak temel söz özgürlüğü hakkını kullanan Pehlivan’a yönelik tekrarlanan yargı tacizinden tasa duyuyoruz” denildi.

Bildiride, Pehlivan’ın, adaşı Barış Terkoğlu ile birlikte eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun baş harflerine atıfta bulunarak yayımladığı “SS” kitabının, periyodun İçişleri Bakanı danışmanı tarafından organize cürümlerle kontağı olduğu gerekçesiyle amaç gösterildiği ve bir diğer yazısının da Nisan ayında Pehlivan’a açılan hakaret davasının konusu olduğu belirtildi.

“Pehlivan’ın kaideli tahliyesini sona erdirmeye yönelik bir teşebbüs olarak görülüyor” olarak yorumlanan hakaret davasının, yargı sürecinin şimdi başlamadığı vurgulandı.

Bildiride ayrıyeten şu sözler yer aldı:

“Gazetecileri amaç alan yargısal taciz hareketleri medya özgürlüğünü ve insanların bilgiye erişim hakkını engellemektedir. Türk makamlarına Pehlivan’ın yine tutuklanması kararını geri almaları ve kendisine ve başka gazetecilere yönelik sistematik yargı tacizine son vermeleri davetinde bulunuyoruz. Tutuklu gazetecilerle dayanışma içinde olduğumuzu yineliyoruz. Gazetecilik cürüm değildir ve bir gazetecinin parmaklıklar arkasında geçirdiği her dakika, söz ve basın özgürlüğünün ihlalidir”

Beşinci sefer mahpusa gireceğinin bilgisi kısa ileti ile verilen müellifimiz Pehlivan’a, Adalet Bakanlığı tarafından 1-15 Ağustos 2023 tarihleri ortasında Marmara Açık Ceza İnfaz Kurumu’na (eski ismiyle Silivri) teslim olması gerektiği bildirilmişti. Müellifimiz Pehlivan, daha evvel dört sefer cezaevine girmiş, bunlardan ikisi Şubat ve Mayıs 2023’te birebir cürümden aldığı birer günlük mahpus cezaları olmuştu.

ŞARTLI TAHLİYE HAKKI GÖZARDI EDİLİYOR

Pehlivan, Libya’da bir MİT görevlisinin cenaze merasimini haberleştirmesi nedeniyle 6 Mart 2020 tarihinde tutuklanarak gazeteciler Aydın Keser, Barış Terkoğlu, Eren Ekinci, Hülya Kılınç, Ferhat Çelik ve Murat Ağırel ile birlikte mahkemeye çıkarıldı ve zımnî istihbarat dokümanlarını ifşa etmek suçlamasıyla 3 yıl 9 ay mahpus cezasına çarptırıldı.

12 Mayıs 2020’de Türk makamları Covid-19 nedeniyle binlerce mahkûmun cezasını erteledi, lakin bir son dakika hususu öncelikle gazetecilerin karşı karşıya olduğu suçlamaları hariç tuttu ve Pehlivan da dahil olmak üzere tüm gazetecileri cezaevinde tuttu.

Pehlivan, 6 ayını demir parmaklıklar gerisinde geçirdikten sonra 9 Eylül 2020’de öteki bir davaya husus olmamak kaydıyla kurallı tahliye edildi. Pehlivan, tahliyesinin akabinde mahkemenin kararını “Bu davada rastgele bir hata yok. Bu dava gazeteciliğimizi cezalandırmayı amaçlıyor” kelamlarıyla kıymetlendirdi.

Bu yıl 15 Temmuz’da TBMM, iktidar koalisyonu tarafından hazırlanan ve kaideli tahliye ve kontrollü hürlük kurallarını düzenleyen bir tasarıyı yasalaştırdı.

Barış Pehlivan’ın avukatı Hüseyin Ersöz, tasarının yasalaşması üzerine Nöbetçi İnfaz Hakimliği’ne başvurarak Marmara Açık Cezaevi’nin verdiği karara itiraz etti.

Yasalaşan tasarı ile Pehlivan’ın da koşullu tahliyeden yararlanma hakkı kazandığını belirten Ersöz, cezaevi yönetiminin Temmuz 2023 tarihli mevzuatın ilgili unsurlarını göz gerisi ettiğini belirtti.

“BAĞIMSIZ GAZETECİLİK MAKUS ŞARTLAR ALTINDA”

MFRR, Türkiye ile ilgili 232 ihtar rapor edildiğini ve bu ihtarların 329 gazeteci, medya çalışanı yahut kuruluşunu etkilediğini vurguladı.

“(Türkiye’de) Temmuz ortasında 15 gazeteci cezaevinden tahliye edilirken, 7 Ağustos itibariyle Türkiye’de 20 gazeteci hala parmaklıklar ardında” diyen MFRR, “ülkede bağımsız gazeteciliğin ne kadar makus şartlar altında faaliyet gösterdiğini ortaya koyuyor” sözleriyle Türkiye’deki bağımsız gazeteciliği yorumladı.

MFRR ayrıyeten, Türkiye’den gelen ikazların “Avrupa’da bildirilen tüm ihtarların dörtte birini” oluşturduğunu söyledi.

BİLDİRİYE İMZA ATAN DERNEKLERİN İSİMLERİ