Birinci Dünya Savaşı‘nın akabinde imzalanan milletlerarası Lozan Barış Anlaşması‘nın 100. yılı nedeniyle Türkiye Komünist Hareketi (TKH) yazılı bir açıklama yayımladı.
“Lozan’ın 100. Yıldönümünde Emperyalizme karşı çaba yükseltilmelidir” başlığıyla yapılan açıklamada, “Lozan’ın emperyalizme karşı verilmiş ve kazanılmış bir savaşın barış muahedesi olarak Türkiye’nin bağımsız ve hâkim bir ülke kuruluşunun tescil edilmesi” olduğu vurgulanarak şöyle denildi:
“Lozan’ın 100. Yıldönümünde, bugün, ne yazık ki ülkemizin bağımsızlığı ve egemenliği emperyalizmin ayakları altındadır. 100 yıldır, şahsen kapitalizm ve kapitalizmin sahibi sermaye sınıfı tarafından ülkemizin bütün bedelleri emperyalizme teslim edilmiştir. Dün Lozan ile kaldırılan kapitülasyonlar bugün geri gelmiştir. Ülkenin limanları, fabrikaları, toprakları, yolları, madenleri emperyalist tekellere peşkeş çekilmiş, Türkiye NATO üyesi yapılarak emperyalizmin askeri sultasına girmiş, Gümrük Birliği mutabakatıyla emperyalizminin tam uzunluk pazarı, Büyük Ortadoğu Projesinin eşbaşkanlığı ile batının sığınmacı gettosu haline getirilmiştir. Bugün Türkiye’nin bağımsızlığı ve egemenliği, kağıt üzerinde kalan bir hamasete dönüştürülmüştür. 100 yıllık kapitalizm tercihi bir yandan Cumhuriyet’in bütün kazanımlarını kemire kemire bitirirken başka yandan sermayenin çıplak diktatörlüğü manasına gelen gerici istibdat rejimiyle sonuçlanmıştır.”
“Türkiye’yi emperyalizme bağımlı hale getiren ve ülke egemenliğini direkt emperyalist güç odaklarının hegemonya alanına ve emperyalist monopollerin iştirakini temsil eden sermaye sınıfının egemenliğine çeviren temel olgunun kapitalizm” olduğuna işaret edilen açıklamada, Lozan’ın bu temel gerçek ortaya konmadan değerlendirilemeyeceğine dikkat çekildi.
Açıklama şu vurgularla devam etti:
AKP’NİN TEMEL KARAKTERİ İŞBİRLİKÇİLİK: ABD emperyalizminin Büyük Ortadoğu Projesi eşbaşkanlığını yapan Siyasal İslamcıların Lozan’ı hezimet saymaları, neo-Osmanlıcı bölgesel güç kılıfıyla, emperyalist projenin taşeronluğundan öbür bir manaya gelmemektedir. Suriye’nin parçalanma siyaseti, ülkemizin değil emperyalizminin çıkarına ve Filistin topraklarında işgalci pozisyonda bulunan İsrail’in güvenliği içindir ve AKP büyük bir hamaset ve palavrayla yanan ateşe akaryakıt dökerek hem Suriye’nin yıkımına hem de ülkemizin büyük ziyan görmesine neden olmuştur. Cihatçı çetelerin hamiliğini üstlenerek Büyük Ortadoğu Projesi’nin eş başkanlığını yapan AKP iktidarının temel karakteri, emperyalizmin taşeronluğunu üstelenen işbirlikçiliktir!
BİRLİKTE YAŞAMANIN YOLU EMPERYALİZME KARŞI ORTAK GAYRET: Bugün emsal biçimde Kürt sorunu üzerinden İran, Irak, Suriye ve Türkiye’nin parçalanması ve bölünmesi manasına gelen siyasi arayışlar ile emperyalizminin maksatları ortasında paralellik yok sayılamaz. Lozan’ı amaç tahtasına koymak bu açıdan çok tehlikeli bir yoldur. Türk, Arap, Kürt, Fars ve öbür bütün halkların eşitlik temelinde birlikte yaşamasının yolu emperyalizmden takviye istemek değil emperyalizme karşı Ortadoğu haklarının ortak gayretini örmekten geçer.
“Lozan’ın 100. Yıldönümünde çıkarılacak dersler belirlidir. Emperyalizme karşı ülkenin bağımsızlığını tekrar kazanmak ve emperyalizminin Ortadoğu’daki emellerine karşı Ortadoğu işçilerinin ortak çabasını örgütlemek!” denilen açıklama, “Dün emperyalist işgale karşı verilen ulusal kurtuluş savaşı, bugün işbirlikçi işverenlere, emperyalizmin taşeronluğunu üstlenmiş gericilere ve NATO’culara karşı verilerek kazanılacaktır” sözleriyle son buldu.