Yargıtay Lideri Mehmet Akarca, isimli yıl öncesi verdiği bir röportajda, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı yerine “Türkiye Cumhuriyeti Başsavcılığı” isminin kullanılmasını önerdi. Akarca, “Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, ‘Türkiye Cumhuriyeti Başsavcılığı’ olarak yine yapılandırılmalı. Mukayeseli hukukta çoklukla ülke başsavcılığı sistemi mevcut olup, isimli makamlar ortasındaki denkliğin de tesisi gerekir” dedi.
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ise bu çıkışa ait “Bu teklif bir niyet basamağında, şimdi olgunlaşmış bir teklif değil. Daha evvel de Yargıtay liderimiz ile ikili sohbetlerimizde lisana getirilen bir konuydu, Türkiye Başsavcılığı” tabirlerini kullandı. Lakin teklif tartışma yarattı.
(Turgut Kazan)
‘GÜVENCESİZ KILACAKLAR’
Hukukçu Turgut Kazan “Türkiye’de içinde yaşadığımız şartlarda çok tehlikeli bir yaklaşım” yansısını gösterdi. Yargı üyelerinin bir kadro tercihlerle seçildiğini söyleyen Kazan, liyakatsiz atamalara ve görevlendirmelere işaret etti.
Kazan, “Cumhuriyet savcılıklarının direkt en doruktaki bireye bağlanması, bağımsız bir yargının olduğu günlerde tartışılabilir. Türkiye’de Yargıtay’ın emekli amirallere karşı bildiri yayımladığını, o Yargıtay’ın esasen Yargıtay olmaktan çıktığını düşünürsek, bu yolla bütün savcılıkların gözden kaçan olmasın diye Beştepe’ye bağlanmasını istemekle muadildir. Türkiye’de aslında yargı da insanların teminatı de kalmadı. Daha da teminatsız kılabilmek, istenilen her şeyi yargı eliyle yapılmasının sağlanması için uygulama arayışıdır” diye konuştu.
(Bülent Yücetürk)
‘BU ŞARTLARDA SAKINCALI’
Hukukçu Bülent Yücetürk de mevzunun daha evvel de gündeme geldiğini söyledi. Yücetürk, Teklifin, olması için kimi kuralların sağlanması gerektiğini belirtti. Yargıçlar ve Savcılar Konseyi üyelerinin siyaseten bağımsız formda seçildiği, iktidarın savcılığı takımlaşma olarak görmediği bir yargı sisteminde bu türlü bir örgütlenme sisteminin fonksiyonel çalışabileceğini kaydeden Yücetürk şunları söyledi:
“Bugünkü şartlarda, yargıçlar ve savcıların mesleğe alımında tarikat ve cemaatlerin faal olduğu bir süreçte, AKP’nin vilayet ve ilçe örgütlerinin referanslarıyla hâkim ve savcı adaylarının belirlendiği bir sistemde, HSK’nin bir bütün halinde iktidarın denetimi altında olduğu yargı sistemindeki bu uygulama, yalnızca savcılık makamını tek bir merkezden denetim eden bir yapıya dönüştürecektir. Bu teklif bu şartlar prestijiyle sakıncalı.”
