Kafein, gazlı meşrubatlarda, kahvede ve kakaolu gıdalarda bulunan en yaygın uyarıcılardan biri. Özellikle kahve, çoğumuzun gün içinde sık sık harcadığı; kimi zaman sevinç almak, kimi zamansa uykusuz gecelerin tesirlerini en aza indirmek için seçim ettiği bir meşrubat. Ancak, her ne kadar günün olmazsa olmazı olarak değerlendirilse de kahve, kapsadığı kafein sebebiyle pek de masum değil. Şuurlu harcandığında enerjinin çoğalmasına, bitkinlik hissinin eksilmesine destekçi olan kafein, fazla ve düşüncesiz harcandığında bağımlılık yaparak uykusuzluk, baş sızısı gibi semptomların ortaya çıkmasına neden olabilir. Kafein bağımlılığı olarak da belirlenen bu fazla tüketim vaziyetinde, ayrıca kalp çarpıntısı, kolesterol problemleri, mide hastalıkları, bunalım gibi rahatsızlıklar da ortaya çıkabilir. Şayet siz de gün içinde kahve fincanlarınızın rakamına yetişemiyorsanız ya da sabahları ilk iş kahve içiyorsanız kafein bağımlılığı yolunda ilerliyor olabilirsiniz. Özellikle kahveye olan düşkünlükten doğan bu bağımlılığa rağmen kahveyi vazgeçmek, endişe bozukluklarının eksilmesini, uyku niteliğinin çoğalmasını, daha az konsantrasyon problemlerinin yaşanmasını ve dişteki kahverengi kir görünümünün giderilmesini sağlayabilir. Öte yandan, kafein alımını eksiltmeye karar vermek veya tamamen kesmek de eş yan tesirler ortaya çıkarabilir. Kafein yoksunluğu olarak öğrenilen bu gidişat, kafein bağımlılığına benzeyen muhtelif semptomlarla yüzleşmenize neden olabilir. Şayet, rastgele bir nedenden kahve içmeyi vazgeçmeye ya da kafein kapsayan meşrubatları harcamamaya karar verdiyseniz, kafein yoksunluğu ile karşı karşıya kalabilirsiniz. Kafein yoksunluğunun bulguları ve kafein yoksunluğu ile başa çıkmanın yolları için yazımızı okumaya devam edebilirsiniz. Evvelinde kahvenin gıda bedelleri için tıklayabilirsiniz.
Kafein yoksunluğunun bulguları
Kahvenin sevinçle ilişkili olması, enerji vermesi, mis kokulu ve dayanılmaz lezzetli olması onun sürükleyiciliği artırsa da kapsadığı kafein, bağımlılık haline gelmesinin en ehemmiyetli nedenlerinden biri. Kafein, kan dolaşımına girdikten sonra merkezi asap sistemini uyararak daha cingöz sezmeyi sağlar. Bitkinliği eksiltir, odaklanmayı ve konsantrasyonu artırır. Ayrıca, dopamin salınımını tetikleyerek motivasyonu iyileştirir. Bu tesirleri onu daha da dayanılmaz kılarak kesintisiz arzulanmasına neden olabilir. Ancak, kafeinin fazla dozda alınımında stres seviyesinin yükselmesi, kalp ritminin bozulması, uykusuzluk, gerginlik gibi negatif tesirler de alana gelebilir. Bu sebeplerle veya şahsi seçimler nedeniyle bir hayli insan kafeini eksiltmeye, hatta tamamen vazgeçmeye karar verebilir. Bu da kafein yoksunluğu ismi verilen vaziyete zemin hazırlar.
Kafein yoksunluğu, kısaca programlı olarak kafein harcayan birinin birden kafein almayı vazgeçtiğinde yaşadığı bir gidişat. Misalin, her güne kahve içerek başlıyorsanız ve sabah kahvenizi atlarsanız, birkaç saat içerisinde hafif ya da şiddetli negatif tesirlerle karşılaşabilirsiniz. Bu tesirler fiziksel veya nörolojik olabilir. Kafein yoksunluğunun en yaygın karşılaşılan bulguları şu biçimde sıralanabilir:
– Baş sızısı
– Bitkinlik
– Konsantrasyon güçlüğü
– Negatif ruh hali
– Mide bulantısı ve/veya kusma
– Adale sızısı
– Asaplılık
– Kabızlık
– Sersemlik hali
– Baş dönmesi
– Bayılma seyrek
Bu semptomlar sizi azıcık hafifleme hissi için kafein almaya yönlendirebilir. Ayrıca, ne kadar çok kafein almaya alışık olursanız, yoksunluk bulguları da o kadar şiddetli olabilir. Banal kafein alımınıza bağlı olarak yoksunluk bulguları en son kafein aldığınız zamandan 12-24 saat sonra başlayıp iki veya daha uzun gün sürebilir. Bu bulgularla başa çıkmanın en iyi yolu kademeli olarak kafein alımını eksiltmekten ve farkındalıkla hareket etmekten geçer.
Kafein yoksunluğu ile başa çıkmanın yolları
Kafein yoksunluğunun ortaya çıkardığı negatif vaziyetlerle gayret etmek için daha dikkatli davranmak koşul. Misalin, her gün 4-5 kadeh kahve içerken birden hiç kahve içmemeye başlarsanız, bedeniniz bu vaziyete sert tepkiler gösterebilir. Bu sebeple anahtar yöntem kafein tüketimini hakimiyet altında tutarak yavaş yavaş eksiltmektir.
Kafeini birden kesmek yerine kademeli olarak eksiltmeyi deneyin. Her iki haftada bir takribî %10 oranında kafein tüketiminizi eksilterek hakimiyetli bir biçimde ilerleyebilirsiniz.
Kafein kapsayan meşrubatların farkında olun. Yalnızca kahve değil, çay, kola gibi meşrubatların ya da kakaolu tatlılar gibi gıdaların da içinde bulunduğundan neyden ne kadar kafein aldığınıza dikkat edin.
Kahvenizi evvel yarı kafeinli yarı kafeinsiz içebilir, gazlı meşrubatların yerine kafeinsiz nebat çayları koyabilirsiniz.
Yeterince su içmeyi sıçramayın. Kafein yoksunluğunun bulgularıyla savaşabilmek için dehidrasyon yaşamamanız çok ehemmiyetli. Günde en az 2 -2.5 litre su içmeyi unutmayın.
İyi yatın. Bitkinlikle gayret edebilmek için her gece 7-8 saat nitelikli uyku tecrübeyi yaşamaya özen gösterin.
Enerjinizi artıracak natürel yollara müracaat etin. Gıda bedeli yüksek sağlıklı besinler, programlı egzersiz, meditasyon, soluk egzersizleri gibi pratikler zinde kalmanıza destekçi olabilir.